Merhaba Değerli Hemşehrilerim ve Kıymetli Okurlarım,
Bu yazımızda başlıktan da anlaşılacağı üzere pratikte çok defa karşı karşıya kaldığımız bir husus hakkında siz değerli okurlarımı ve kamuoyunu bilgilendirmek istedim. İlçelerimizde, köylerimizde, mahallelerimizde bir çok taşınmazın (arsa/ tarla) ana yola kıyısı yoktur. Komşu taşınmazların içerisinde bulunmakta ve kendine ait bir yolu yoktur. Bu sebeple tarlamıza ya da arsamıza ulaşmak için komşu parseli kullanmak durumunda kalıyoruz. İyiniyetli komşu parsel sahipleri ise bu duruma rıza gösteriyorlar. Fakat aksi durumları da söz konusu olmaktadır. İşte bu durumda kendi taşınmazından ana yola geçiş imkanı bulunmayan malikin, komşularına yöneltebileceği dava türü olarak karşımıza çıkmakta ve taşınmazından yola çıkmak için yeterli geçidi bulunmayan malik, tam bir bedel karşılığında bir geçit hakkı tanınmasını komşularından talep etme imkanı ortaya çıkmaktadır. Ayrıca yine söz konusu bu araziler satılmak istendiği takdirde dahi yolu yok izi yok diyerekten emsallerinin altında satılmaktadır. Peki bu şekilde yolu izi olmayan taşınmamıza yol verilmesini nasıl talep edebiliriz ? Kanunlarımız böyle bir hakkı öngörmüş mü? Ön görmüşse neler yapılabilir? Bunun üzerinde duracağız.
Bu durum TMK 747'de açıkça ifade edilmiştir. Kanun metni şöyledir; "Taşınmazından genel yola çıkmak için yeterli geçidi bulunmayan malik, tam bir bedel karşılığında bir geçit hakkı tanınmasını komşularından isteyebilir. Bu hak, ilk önce kendisinden bu geçidin istenmesi önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun düşen komşuya karşı ve daha sonra bundan en az zarar görecek olana karşı kullanılır. Zorunlu geçit iki tarafın menfaati gözetilerek belirlenir." demekte ve böyle bir imkanın olduğunu göstermektedir. Ayrıntılı olarak ifade edecek olursak,
Türk Medeni Kanunumuzda düzenlenmiş geçit hakkı davası, kendi taşınmazından ana yola geçiş imkanı bulunmayan malikin, komşularına yöneltebileceği dava türüdür. Peki bu davanın şartları nelerdir;
Talepte bulunacak kişinin taşınmazın maliki olması,
Komşusundan geçit hakkı talebinde bulunacak olan malikin taşınmazından ana yola geçiş bulunmaması veya bir geçiş bulunmaktaysa da mevcut ihtiyacı karşılamıyor olması,
Taşınmaza ilişkin olarak geçit hakkı tanınmasında gereklilik bulunması,
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle, genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır.
Geçit irtifakına ilişkin davada, mahkeme tarafından gerçekten bu ihtiyacın mevcut olduğunun tespiti halinde doğrudan davacının talebi yönünde karar verilmez, keşif ve bilirkişi incelemeleri de dikkate alınarak bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılaşacağı sorusu ile hareket edilir.
Saptanan geçit nedeniyle üzerinden yol geçecek olan taşınmazın malikine, taşınmazın niteliği de dikkate alınarak bir "denkleştirme bedeli" ödenmesi gerekmektedir. Bu denkleştirme bedeli, uzman bilirkişiler tarafından yükümlü taşınmazın niteliği ve objektif kıstaslar esas alınarak taşınmaz üzerinde keşif yapılarak belirlenir. Bu bedelin hüküm verilmeden önce depo ettirilmesi sağlanmaktadır. Uygun geçit hakkı güzergahına ilişkin karar verilebilmesi için dikkate alınması gereken diğer bir husus, aleyhine geçit kurulacak olan taşınmazın kullanım şekli ve bütünlüğünün geçit sebebiyle bozulmamasıdır.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı dikkate alınarak; özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar verildiği görülmektedir.
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Son olarak şu hususa özellikle dikkat edilmelidir: Geçiş hakkı davasında, davanın niteliği ve davacıya sağladığı fayda ile birlikte davalının mülkiyet hakkında olağandışı bir eksilme yaşattığı da göz önüne alınarak yargılama giderleri davalı üzerine değil, davacı üzerine bırakılmaktadır.
Yukarıda açıklanan sebepler doğrultusunda her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmelidir. Yolu izi olmayan taşınmazlarımıza TMK 747 çerçevesinde geçit hakkı tesis edilebildiği sabittir. Diyerek sözlerime son veriyorum. Bir başka yazımda tekrar görüşmek dileğiyle; sağlıklı, huzurlu ve mutlu günler dilerim.