GÜNCEL

Maneviyatı yüksek olan Göynük Akşemseddin Türbesi - Bolu

Fatih Sultan Mehmet’in hocası olan ve 1459 yılında vefat eden Akşemsettin’in türbesi, Bolu’nun Göynük İlçesinde Gazi Süleyman Paşa Camii’nin avlusunda bulunur. Osmanlı ilim dünyasının bu büyük şahsiyeti adına 1464 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan türbe maneviyatı yüksek ve ziyaret edilebilecek yerler arasında yer alır

Abone Ol

Bolu İli, Göynük İlçesi, Cuma Mahallesi, Gazi Süleyman Paşa Camii’nin avlusunda yer almaktadır. Fatih Sultan Mehmet’in hocası, İstanbul’un manevi Fatihi ve büyük ilim adamı Akşemseddin, 1459 tarihinde vefat ettikten sonra H.864 / M.1464 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından türbesi inşa ettirilmiştir. Kesme taştan yapılmış türbe, altıgen planlı ve kubbe ile örtülüdür. Beden duvarlarının her kenarında sivri kemerli niş içinde dikdörtgen pencereler yer almaktadır. İkinci sıra pencereleri sivri kemerli ve alçı şebekelidir. Türbenin kuzeydoğu köşesinde sivri kemerli niş içerisinde alınlığında inşa kitabesi bulunan giriş kapısı yer almaktadır.

Türbe içersinde Akşemseddin ve oğullarının sandukaları bulunmaktadır.  Akşemseddin'in sandukası  ceviz üzerine kabartma yazı ile süslü olan sanduka Osmanlı ağaç işçiliğinin güzel bir örneğidir.

Fatih Sultan Mehmet’in hocası olan ve 1459 yılında vefat eden Akşemsettin’in türbesinin yanı sıra ilçede Ömer Sekkin Hazreti türbesi ve Debbağ dede türbeside Bolu Göynük ilçesinde yer alır.

ÖMER SEKKİN HAZRETİ TÜRBESİ

Bolu İli, Göynük İlçesi, Çeşme Mahallesi, 105 ada, 2 parselde yer almaktadır. Ömer Sekkin Hz. (Bıçakcı Ömer Dede), Hacı Bayram Veli Hazretlerinin müridi ve Bayrami Melamiliği’nin kurucusudur. Akşemseddin Hz. ile aynı dönemde yaşamıştır ve Akşemseddin’den daha sonra M. 1475 yılında öldüğü rivayet edilmektedir. Yüksekçe bir platform üzerinde yer alan türbe, sekizgen planlı olup, düzgün kesme taştan inşa edilmiştir ve kurşun kaplı bir kubbe ile örtülüdür. Kuzeyinde mukarnaslı sütun başlıkları bulunan iki sütunlu, küçük kubbeyle örtülü revak bulunmaktadır. Ahşap, çift kanatlı, kündekari tekniğinde işlenmiş bir kapısı vardır. Kapı kemeri üzerinde içi boş bir kitabe kartuşu bulunmaktadır. Duvarlara profilli taş söveli ve sivri kemer alınlıklı, dikdörtgen formlu pencereler açılmıştır. Türbe içerisinde Ömer Sekkin Hz.’e ait bir sanduka yer almaktadır.

DEBBAĞ (TABAK) DEDE TÜRBESİ

Hayatı Hakkında bilgi menkıbelere dayanmaktadır. Deri tabakladığı için bu isimle tanınmıştır. Asıl ismi ise bilinmiyor. Anlatılanlara göre ermiş ve ermişlikte yüksek bir mertebeye ulaşmıştır. Halk arasında anlatıldığına göre Debbağ Dede sabah namazlarını Mekke’de kılardı. Bir sene Göynük’ten bir grub Müslüman hac için Mekke’ye gider. İbadetlerini yapıp dönecekleri sırada biri kaybolur. Diğer hacılar döner o kalır. Çaresizlik içinde kıvranırken Arabın biri yanına yaklaşır. Derdini sorar. Göynüklü de başına geleni anlatır. Arap merak etmemesini kendi yöresinden bir zatın her sabah namaz için Mekke’ye geldiği onunla dönebileceğini söyler. Namazdan sonra ona sıkı sarıl, ne derse desin sakın bırakma der. Adam denileni yapar. Debbağ dede bakar ki kurtuluş yok. Adama gözlerini yum, ben aç demeden açma, bunu da kimseye anlatma der. Bir anda Göynük yakınlarına gelirler. Bir süre sonra adam Göynük’e ve Debbağ Dede’yi görür tanır. Bunun üzerine Debbağ Dede ”vademiz dolmuştur suyumuz ısıtılsın” der ve vefat eder.