“𝟮𝟱𝟬 𝗞𝗜̇𝗦̧𝗜̇𝗟𝗜̇𝗞 𝗞𝗔𝗟𝗔𝗕𝗔𝗟𝗜𝗞 𝗕𝗢𝗟𝗨'𝗬𝗨 𝗦𝗔𝗟𝗟𝗔𝗗𝗜”
Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) düzenlemesinde 9 Eylül 1999 tarihinden sonra sigortalı olanların mağdur edildiğini ifade eden EMADDER üyeleri bugün Bolu Kardelen Meydanı’nda basın açıklamasında bulundu. Basın açıklamasına YRP Bolu Belediye Başkan Adayı Faruk Bayrakdar, YRP Genel Merkez Gençlik Kolları Genel Sekreteri İsmailcan Kaya, YRP Karacasu Beldesi Belediye Başkan Adayı Ferdi Ak, İyi Parti Bolu Belediye Başkan Adayı Mansur Şen, İyi Parti Belediye Meclis Üyesi Hakan Alparslan, EMADDER Genel Başkanı Mihriban Uğurlu ve Yönetim Kurulu kadrosuyla, EMADDER Bolu İl Temsilcisi Ergin ARAR, farklı şehirlerin il temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
“𝗘𝗦̧𝗜̇𝗧𝗟𝗜̇𝗞 𝗜̇𝗟𝗞𝗘𝗦𝗜̇ 𝗜̇𝗟𝗘 𝗕𝗔𝗚𝗗𝗔𝗦̧𝗠𝗔𝗠𝗔𝗞𝗧𝗔𝗗𝗜𝗥”
EMADDER Genel Başkanı Mihriban Uğurlu konuşmasında şunları söyledi: “3 Mart 2023 tarihinde yeniden düzenlenen EYT yasası, tüm çalışanlar için adil bir emeklilik düzenlemesi yerine, sadece 8 Eylül 1999 tarihi ve öncesinde SGK girişli çalışanları kapsayan bir düzenleme olarak hayata geçmiştir. Bu yasa ile söz konusu tarihten sadece bir gün, bir ay, birkaç yıl sonrası sisteme giren çalışanlar,bu yasadan faydalanan akranları ile benzer ve hatta daha fazla prim gününe sahip olmalarına rağmen emekliliğe ulaşmalarında kadınlarda 20 yıl, erkeklerde 17 gibi bir fark ile mağduriyet oluşmuştur. İnsan ömrünün 1/4 lük süresi olan bu fark anayasanın eşitlik ilkesi ile bağdaşmamaktadır.
“𝗕𝗜̇𝗭𝗟𝗘𝗥𝗜̇ 𝗬𝗢𝗞 𝗦𝗔𝗬𝗔𝗠𝗔𝗭𝗦𝗜𝗡𝗜𝗭”
2000'lerin aslında amacı ne erken emekli olmak, ne de EYT kapsamına dahil olmaktır. Bizleri yaralayan aynı ülke vatandaşı olduğumuz akranlarımızla, benzer ve hatta daha fazla primle 2. sınıf vatandaş olarak hissetmemizi sağlamıştır, bu adaletsizliktir. Daha 10 aylık bir dernek olarak 21 Ocak‘ta İstanbul Kartal'da 15 bin üzerinde katılımcı ile gerçekleştirdiğimiz 2. mitingimizin ardından tüm illerimizde basın açıklamaları ile bu adaletsizliği duyurmaya devam ediyoruz. Bu adaletsizlik son bulana kadar da çığ gibi büyümeye devam edeceğiz. Bizleri yok sayamazsınız, buradayız ve haklarımıza kavuşana kadar da burada olacağız.
“𝗔𝗗𝗔𝗟𝗘𝗧𝗦𝗜̇𝗭𝗟𝗜̇𝗚̆𝗘 𝗦𝗘𝗦𝗦𝗜̇𝗭 𝗞𝗔𝗟𝗠𝗔𝗞 𝗛𝗔𝗞𝗦𝗜𝗭𝗟𝗜𝗚̆𝗔 𝗢𝗥𝗧𝗔𝗞 𝗢𝗟𝗠𝗔𝗞𝗧𝗜𝗥”
Sayın Cumhurbaşkanımıza, hükümetimize, bu vebale ortak olan tüm partilerimize sesleniyoruz; Bu adaletsizliğe sessiz kalmak, bu haksızlığa ortak olmaktır. Tüm basın, tüm vekillerimiz, bakanlarımız ve Sayın Cumhurbaşkanımız bizlere bu adaletsizliğin çözülmesi gerektiğini söyleyene kadar tek bir kişi kalmadan anlatmaya devam edeceğiz.
“𝟭𝟳 𝗦𝗘𝗡𝗘 𝗬𝗔𝗦̧𝗟𝗔𝗡𝗗𝗜𝗞”
Biz 3 Mart tarihinden sonra neler yaşadık, neler hissettik herkes duysun bilsin. Bizden küçüklerin emekli olmalarına şahit olduk. 2. sınıf vatandaş muamelesi gördük. 'Sana EYT vurmadı mı” sözlerine maruz kaldık. 'Çalışın, bize bakın' aşağılanmalarına maruz kaldık. 'Üzülmeyin, siz de emekli olursunuz' sözlerine maruz kaldık. 'Siz çalışın, primlerinizle bizim maaşlarımızı ödeyin' sözlerine maruz kaldık. O gün; bir gecede, 17 sene yaşlandık, hayatımızın 17 yılı yok sayıldı. Severek gittiğimiz işimize giderken, emeklerimizin boşa sayıldığını hissedip ayaklarımız geri gitti. Ülkemizde kendimizi yok hükmünde ve dışlanmış ve ikinci sınıf vatandaş hissettik. İş yerlerimizde çalışma barışımız, huzurumuz bozuldu.
“𝗔𝗟𝗔𝗖𝗔𝗞𝗟𝗜𝗬𝗜𝗭”
Hayatımızın 17-20 senesi 8 Eylül 1999'dan önce işe girenlerden daha değersiz değildir. Kimse bizi EYT’nin 23 yıllık mücadelesi ile kıyaslamasın. Onların mücadelesinde yasa tarihinde hiçbir çalışanın daha çalışma yılları ve primleri dolmamıştı. İleri vade için, bunun için mücadele veriyorlardı. Bizler, bizlerden istenen primleri çoktan doldurduk. Bizden küçük ve az primi olanlar emekli oldu ve üstüne daha bir bu kadar çalışmamız isteniyor. Emekli olanlardan daha fazla primle kaybedecek bir yılımız daha yok. Bizler borçlu değil, alacaklıyız. Bu mücadelenin en sürede çözüme ulaşmasını istiyoruz.
“𝗕𝗜̇𝗭𝗟𝗘𝗥 𝗦𝗔𝗗𝗔𝗞𝗔, 𝗟𝗨̈𝗧𝗨𝗙 𝗜̇𝗦𝗧𝗘𝗠𝗜̇𝗬𝗢𝗥𝗨𝗭”
Emeklilik için 17-20 yıl beklemenin bedeli ne ile ölçülebilir? 17 yıl 20 yıl ne demek? Bir insanın doğup askerlik çağına gelmesi demek, üniversite çağına ve evlilik çağına gelmesi demek. Bizler sadaka, lütuf istemiyoruz. Çalıştık, emek verdik, anamızın ak sütü gibi helal olan hakkımızı istiyoruz. Çok çalışan, az çalışandan tam 17-20 yıl sonra nasıl emekli olabilir? Bu hangi vicdana, hangi adalete sığar? 3 Mart 2023 tarihi bir kesime bayram iken, aynı yaştaki hatta daha çok çalışan ve yaşça büyük kesime cenaze olmuştur.
“𝗚𝗘𝗖̧ 𝗚𝗘𝗟𝗘𝗡 𝗔𝗗𝗔𝗟𝗘𝗧, 𝗔𝗗𝗔𝗟𝗘𝗧 𝗗𝗘𝗚̆𝗜̇𝗟𝗗𝗜̇𝗥”
Çok iyi bildiğiniz ama bilmezden geldiğiniz konu çok basit. Nasıl bir yasa, nasıl bir adalet ki bu; 43-45 yaşındaki delikanlıların maaşını 50 yaşındaki anneler, kadınlar ödemeye mahkum ediliyor. Yurt dışı şartlarında emeklilik yaşı isteyip yurt dışı çalışma şartlarının çok aksine şartlarda çalıştırmak adil mi? Yurt dışında akranlar arasında 17-20 yıl fark mı var? Maaş için değil, adalet için buradayız. Bize bütçe, ekonomi, enflasyon, bunlarla gelmeyin. Bizler 5 bin gün primli değiliz. Primlerimizi fazlası ile ödedik. Geç gelen adalet, adalet değildir.
“𝗞𝗔𝗗𝗘𝗠𝗘𝗟𝗜̇ 𝗘𝗠𝗘𝗞𝗟𝗜̇𝗟𝗜̇𝗞 𝗗𝗨̈𝗭𝗘𝗡𝗟𝗘𝗠𝗘𝗦𝗜̇ 𝗔𝗖𝗜̇𝗟𝗘𝗡 𝗚𝗘𝗧𝗜̇𝗥𝗜̇𝗟𝗠𝗘𝗟𝗜̇𝗗𝗜̇𝗥”
Bu mağduriyet sadece akranlar arası iş barışını huzurunu bozmakla kalmayıp, kardeşi kardeşe de düşürmüştür. Dernek üyelerimizden ikiz kardeşlerden birisi bu yasa ile emekli olurken diğeri 17 yıl daha çalışmak zorunda bırakılmıştır. Bu nasıl bir tarihtir ki 1 gün sonrasında işe giren 17-20 yıl ceza gibi bir çalışmaya mecbur bıraktırılıyor. Dünyada eşi benzeri olmayan neresinden baksanız hiç tutar tarafı olmayan, bir kesime piyango, bir kesime ise ceza gibi olan bu yasanın tek çözümü olarak ilk günden bugüne belirttiğimiz 'kademeli emeklilik' düzenlemesi acilen getirilmelidir. Her geçen gün yaşanan bu adaletsizlik ve maruz kaldığımız mobbing ile psikolojimiz bozulmakta, ve çalışanlar arası huzursuzluk giderilmeyecek seviyede derinleşmektedir.
“𝗞𝗔𝗗𝗘𝗠𝗘𝗟𝗜̇ 𝗘𝗠𝗘𝗞𝗟𝗜̇𝗟𝗜̇𝗞 𝗕𝗜̇𝗥 𝗔𝗡 𝗢̈𝗡𝗖𝗘 𝗛𝗔𝗬𝗔𝗧𝗔 𝗚𝗘𝗖̧𝗜̇𝗥𝗜̇𝗟𝗠𝗘𝗟𝗜̇𝗗𝗜̇𝗥”
Yasa yapıcı yetkililere buradan çağrımız; 4,5 milyon çalışanın, çalışmaya mahkum bırakılan bir kesimin sesine kulak vererek bu haksız, adaletten uzak uygulamanın giderilmesi adına gerekli yasal düzenlemeleri yaparak, tüm kesimlerin de uzlaşacağı kademeli emeklilik sistemini bir an önce hayata geçirmeleridir. 2000'liler artık söz değil, yasa istiyor” dedi.