YAŞAM

Depremde Hayatını kaybeden Kızlarının hatıraları silinmesin diye Bolu’da ki evi satın aldılar

Adıyaman'da 6 Şubat depreminde otelde hayatını kaybeden 72 kişiden 25 yaşındaki İmran Aydoğdu'nun Anne Seher ve baba Kadir Aydoğdu, depremde vefat eden evlatları için Bolu'dan Eskişehir'e taşınırken kirada oturdukları evi, kızlarının hatıralarının silinmemesi için satın aldılar.

Loading...

Abone Ol

Adıyaman'da 6 Şubat depreminde otelde hayatını kaybeden 72 kişiden 25 yaşındaki İmran Aydoğdu'nun ailesi, sorumluların cezalandırılmasını istiyor. Kızlarının hatıralarını yaşatmak için kiraladıkları evi satın alan ve kızlarının odasındaki eşyaları aynı şekilde muhafaza eden Seher ve Kadir Aydoğdu çifti, önceden korktukları evlatlarının köpeklerine ve kedilerine gözü gibi bakıyor.

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023 tarihinde ilki saat 04.17'de 7,7 büyüklüğünde, ikincisi ise saat 13.24'te 7,6 büyüklüğünde meydana gelen depremlerde, tur rehberliği yapan 25 yaşındaki İmran Aydoğdu ve beraberindeki 30 meslektaşı, şoförleri ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden gelen 26'sı çocuk, 9'u öğretmen olmak üzere 72 kişi, Adıyaman'da kaldıkları otelin yıkılması sonucu enkazda can verdi.

Kızlarına dair her şeyi saklıyorlar

Anne Seher ve baba Kadir Aydoğdu, depremde vefat eden evlatları için Bolu'dan Eskişehir'e taşınırken kirada oturdukları evi, kızlarının hatıralarının silinmemesi için satın aldılar. Geçmişte köpekten korkan anne ve baba kızlarının baktığı 'Aşa' ve 'Daryus' isimli köpeklere gözü gibi bakıyor. Yine İmran Aydoğdu'nun sokakta beslediği 'Panço', 'Tombik', 'H-Man' ve 'Bella' isimli kedileri de evine alan aile, kızlarının hatırasını yaşatmaya çalışıyor. Evde kızlarının fotoğraflarını her yere asan anne ve baba, İmran Aydoğdu'nun odasını bozmamaya özen gösteriyor. Kızlarının şampuanından yastığına kadar bütün eşyaları özenle muhafaza eden aile, evlat acısını taze bir şekilde yaşıyor.

“Biz oraya vardık, 15 dakika sonra çocuğumun bedenini çıkartıp önümüze koydular”

Depremi haber alır almaz Adıyaman'a hareket ettiğini belirten Seher Aydoğdu, kızının cansız bedenini uzun uğraşları sonucunda bulduğunu şöyle anlattı:

“Biz oraya 2'nci gün gittiğimizde hastanenin bodrum katı tamamen ceset doluydu. Oraya atmışlar, bazılarının ismi yazıyordu. Çocuğum orada mı diye hepsinin yüzünü açtım, tek tek baktım. 'Burada yok, beni otele götürün. Benim çocuğum orada' dedim. Otele vardığımızda, orayı gördüğümde zaten 'burada kimse yaşamaz' dedim. 11 katlı otel tamamen 1 ya da 1 buçuk kata kum gibi olduğu gibi göçmüş, hiçbir yaşam alanı yok. Oraya kadar gittiğimizde yaşam alanları vardı. Binaların sadece duvarı patlamış ama sağlam duruyor. Enkaz başına Kıbrıslılar gelmişti. Oraya gittiğimizde tek çalışılan bina bu oteldi. Tarif ettim, 'Benim çocuğum 25 yaşında, 2 kız çocuğu aynı odada kalıyor. Çıkartabildiniz mi' dedim. 'Şu anda 13-14 yaşında 2 kız çocuğuna ulaşmak üzereyiz' dediler. Benim çocuğum 25 yaşında ama onlar küçük görmüşler. Biz oraya vardık, 15 dakika sonra çocuğumun bedenini çıkartıp önümüze koydular. Ben o sırada ailelerle görüşürken çocuğumu çıkartıp yere koymuşlar. Ablasına göstermişler, 'senin kardeşin mi' diye sormuşlar. O da sadece kafasına bakmış, 'hayır, kardeşim değil' demiş. Çünkü ölmesini istemiyor. Sonra oradan birisi, 'sizin çocuğunuzda piercing var mıydı' dedi. 'yavrumda piercing vardı, evet' dedim. 'O çıkarılan çocukta piercing vardı, o sizin çocuğunuz o zaman' dediler. Ben hemen koşa koşa gidip baktım, yavrum ölmüş. Arkadaşını da 5 dakika sonra getirdiler, o da ölmüş. Aynı odada 2'si birlikte çıktılar. Orada 72 can vefat etti.”

“72 can için, öldürdükleri her 1 can için 3 ay bile etmiyor”

Dava sürecini anlatan ve sorumluların en ağır şekilde cezalandırmasını istediklerini dile getiren baba Kadir Aydoğdu ise, “Davada bilirkişi raporu geldi. Rapor bizim lehimize olacak diye bekliyoruz. Bütün hepsini suçluyor, yapı 1998'e bile uygun değil, kaçak kat yapılmış, onlar yıktı diyor, 11 sanığın hepsini de suçlu buluyor. Fakat savcı girişte mütalaa veriyor. Daha o rapor üzerinde konuşulmadan, bizim avukatlar da konuşmadan bunu yapıyor. Karşı tarafın avukatları da savcının direkt mütalaa vermesine şaşırmış. Mütalaada, 'Bu adam arada sırada burada ailesiyle kaldığı için muhtemel kast değil, bilinçli taksirli, en üst taksirli ceza alması için' diyor. Yani o da 72 can için, öldürdükleri her 1 can için 3 ay bile etmiyor. Muhtemel kast olsaydı o alacakları ceza 72 ile çarpılacaklardı, yani ömür boyu çıkamayacaklardı. Beklentimiz muhtemel kast olmasıydı. O olmazsa da daha yüksek mahkemelere gidilecek, bu bitmeyecek. Biz bitirmeyeceğiz. Ben ilkokul öğretmeniyim. Depremde kenara yat, sağlam bir yerde kafanı koru sağlam diye çocuklara öğretiyoruz. O otelde öyle bir imkan da yok. Yani yatağın yanına yatsaydı boğularak ölecekti. Kum yığınına dönmüş, yerdeki kitap bile ezilmiş. Çocuğumun cüzdanı geldi, onun bile pestili çıkmış” dedi.

Aile, otel sahibi ve oğlunun ağır şekilde ceza almasını istiyor

Aydoğdu'nun annesi ve babası, otel sahibi ve oğlunun tutuklu yargılandığı davanın devam ettiğini, sorumluların en ağır biçimde ceza almasını istediklerini dile getirdi. Aile mahkeme için Adıyaman'a gideceklerini de belirttiler.