DEPREM

Abone Ol

6 Şubat sabahına uyandığımız o kara günde ülkemizdeki deprem gerçeğini bir kez daha iliklerimize kadar hissettik, anladık. Türkiye’de “burada deprem olmaz” denilecek yer yok. Deprem olmasa bile çevresindeki depremlerden etkilenecek seviyede her il. Bundan kaçar yok.

Fay hattının bulunduğu Bolu’da da bu gerçek apaçık ortada. Zaman zaman yaşanan küçük çaplı depremler bile vatandaşın yüreğini ağza getiriyor. Bir de düşünün Kahramanmaraş’taki, Hatay’daki kadar büyük depremler olduğunu… Bir düşünün o zaman eviniz ayakta kalır mıydı diye… Bir düşünün o zaman aslında depreme ne kadar hazırlıklı olduğunuzu… Acı ama hiçbirimiz buna hazır değiliz. Binaların sağlam olduğuna kanaat getirip depremden korunacağımızı sanıyoruz sadece. Büyük çaplı deprem görmeyen binalara güvenmekten başka çaremiz kalmıyor.

İstanbul ve Ankara’nın arasında en önemli geçiş güzergahı dediğimiz Bolu’da yaşanması olası olan büyük depreme hazır olmak için yerel yönetimler başta olmak üzere Ankara önlem almayı bilmeli.

Yerel yönetimler diyorum da kimin umrunda sanki. Kahramanmaraş’ı, Hatay’ı görenlerin gözleri fal taşı gibi açıldığı için yeni yeni bir yerlerini hareket ettirmeye başladılar.

Peki 6 Şubat öncesi gündemlerinde var mıydı böyle bir şey? Hayır, hayır, hayır. Gündemde olmadığı o kadar belli ki, “sağlam yaparız bir şey olmaz” düşüncesi ile 8 katlı, 13 katlı Ata konutları dikeceklerdi en son. Sahi o iş ne oldu? Duman oldu, uçtu gitti.

Parayı nereye nasıl harcayacaklarını bilemeyen insanlar, canlarını yeni düşünmeye başladılar. Parayı oy için, seçim yatırımları için harcıyor gibi görüneceğinize kentsel dönüşüm projesini yerel yönetim olarak uygulasanız da gerçek bir faydanız dokunsa bari. Hali hazırda birçok eski yapının dışına mantolama yaparak tertemiz, sorunsuz görünmesini sağlamak depremden korumayacak insanları. Bunu da anlatmalıyız.

Ha üniversiteyi de boş geçmeyelim. Afedersiniz “cici cici proje yapıyoruz bakın” demek için uygulama araştırma merkezleri kuran İzzet Baysal’ın en büyük eserinde, deprem gerçeğini yaşamış bir şehirde, Deprem Araştırma Enstitüsü yok! Hiçbir Rektör şahıs da bunu yapmıyor. Anlamış değilim. Bilim adamı mı yetiştiremiyorsunuz yoksa bilim mi yapamıyorsunuz üniversite içerisinde? Neyse.