Başkan Abdullah Alemdar, Şurada Bolu’nun ve Batı Karadeniz Bölgesi’nin yaşadığı sorunlar ile çözüm önerilerini Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve ilgili Bakanlara sundu.
Türkiye Ekonomi Şurası, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı M.Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ticaret Bakanı Prof.Dr. Ömer Bolat, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sanayi ve Teknoloji Bakanı M.Fatih Kacır, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof.Dr. Vedat Işıkhan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dr. Alparslan Bayraktar, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel ile Odaların ve Borsaların Yönetim Kurulu Başkanlarının katılımları ile TOBB Konferans Salonunda gerçekleştirildi.
“ORMAN VASFINI YİTİRMİŞ YA DA ARTIK EKONOMİK OLMAYAN ORMAN ALANLARI OSB’LER İÇİN AYRILMALIDIR”
Şurada Bolu adına söz alan BTSO Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar, konuşmasının birinci bölümünde Bolu ve Batı Karadeniz Bölgesi’nin yüzde 65 ile yüzde 75’inin Ormanlarla kaplı olmasından dolayı hazine arazilerinin yetersiz olması ve bu nedenle Organize Sanayi Bölgeleri’nin kurulamadığını açıkladı. Bu konuyla ilgili çözüm önerisi olarak Başkan Abdullah Alemdar; “Öncelikle Bolu ve Batı Karadeniz Bölgesi’ndeki illerimizde OSB yapılabilmesi için tarım arazilerinin istimlak edilmesi gerekmektedir. Bu süreç de de örneğin Bolu’nun Yeniçağa İlçesine yapılması planlanan OSB 26 yıldır devam eden bir istimlak sürecine takılmaktadır. Bu anlamda bu bölge özelinde orman vasfını yitirmiş ya da artık ekonomik olmayan orman alanlarının OSB'ler için ayrılabilmesine olanak sağlayan bir uygulamaya geçilmesi gerekmektedir. Çok az olan organize sanayi bölgelerimizde maalesef yeni yatırımcı için yer kalmamış ve istihdam artışlarımız ciddi anlamda düşüş göstermektedir. Denize kıyısı olan illerimiz denizi doldurarak bu sorunu çözebilse de içeride kalan illerimiz için bu alanların mutlaka yeniden düzenlenmesi ve ekonomiye kazandırılması önemlidir” dedi.
“DÜŞÜK GELİRLİ KİŞİLERİ KAPSAYAN, GENÇLERE VE DAHA ÖNCE HİÇ KONUT SAHİBİ OLMAYAN KİŞİLER İLE ŞEHİT AİLELERİ VE GAZİLERİ DE DAHİL EDELEBİLECEĞİMİZ BİR SİSTEM KURULMALIDIR”
Konuşmasının ikinci bölümünde Başkan Abdullah Alemdar, Konut kredilerinde istikrarın nasıl sağlanacağı konusunda çözüm önerilerini sundu. Başkan Alemdar; “ Tüm bankaların dâhil olduğu devletimiz tarafından organizasyonu yapılmış, kanunla ve yönetmeliklerle çerçevesi çizilmiş ilk kez konut sahibi olacak olanlara yönelik; Düşük gelirli kişileri kapsayan, gençlere ve daha önce hiç konut sahibi olmayan kişiler ile şehit aileleri ve gazileri de dâhil edebileceğimiz bir sistem kurulmalıdır. Bu sistemde yukarıda çerçevesi çizilmiş şartları sağlayan kişilere örneğin; kullandırılacak konut kredisi miktarının güncel konut kredisi faiz oranı üzerinden %70’ini konut alıcılarının karşıladığı, geriye kalan %30’luk kısmın yüzde 10’unu müteahhit firmanın, yüzde 10’unu havuzdaki bankaların, yüzde 10’unun da devletin oluşturacağı sistem tarafından karşılanmasıdır. Bunun sürekli olarak süresiz bir şekilde sağlanması durumunda; Zaman zaman yapılmak zorunda kalınan konut kredi faiz oranlarındaki düşüşlerin yapılmasına gerek kalmayacaktır. Dolayısıyla her kredi oranı düşüşünde konut fiyatlarının yükselmesinin önüne geçilmiş olunacaktır ve gerçek ihtiyaç sahipleri konut sahibi olacaklar. Böyle bir sistem sürekli uygulandığı takdirde konut fiyatları ve üretim istikrarı sağlanmış, kira artışları kontrol altına alınmış, konut alıcıları peşinatlarını oluşturduklarında faiz oranını düşmesini beklemeksizin konut ihtiyaçlarını gidermiş olacaklardır. Yatırım amaçlı düşünen hiç kimse bu sisteme dâhil olamayacak, onlar normal piyasa koşullarında konutlarını almaya devam edeceklerdir. Konut üretimi yapan müteahhitler de bu şekilde sürekli piyasada standart bir talep oluşacağı için kendilerini ona göre planlayıp piyasadaki konut açığını karşılamış olacaklardır” dedi.
“ELEMAN İSTİHDAMI SORUNUNU İKİ MADDEDE ÇÖZEBİLİRİZ”
Konuşmasının son bölümünde özel sektörde firmaların yaşadığı eleman istihdamı sorunu hakkında çözüm önerilerini sunan Başkan Abdullah Alemdar; “Bunu iki maddede çözebiliriz. Birincisi 1970’lerde Almanya’nın yaptığı gibi dışardan eleman transferi ile gerçekleştirebiliriz. Yurtdışından acil eleman transferi ile ilgili bir bakanlık ya da bakanlık bünyesinde tamamen bu iş ile ilgili bir birim kurulması, en küçük firmadan en büyük firmaya kadar işçi taleplerinin toplanmasına müteakip, kültürümüze, dini inançlarımıza ve sosyal-ekonomik yapımıza uygun ülkelerden işçilerin Türkiye’ye getirilmesi, belirli bir süre istihdam edileceği alanla ilgili eğitim verilmesi ve talep edilen alanlarda belirli süre ile işyerlerimizde istihdam edilmesi. Talep eden firma ile yapacağı bir yıllık sözleşme süresi içerisinde başka hiçbir firmaya, ilgili kamu kurumunun onayı ve sözleşme yaptığı firmanın onayı olmaksızın gönderilmemesi, ücretlerin tamamen kamu tarafından belirlenmesi, sözleşme bitiş tarihinde işverenin elemandan memnun olması durumunda sözleşme süresinin yine aynı şekilde prosedürlere uygun olarak uzatabilme imkânının sağlanması. Memnun kalmadığı işçinin ülkesine iadesi ve bir daha Türkiye’ye işçi olarak girememesi, işçi talep eden firmaların talep ettiği işçi sayısı kadar barınma ve iaşe vb. imkânın sağlaması ve bu alanların ilgili kurum tarafından denetlenmesi ve onaylanması. Bu sayede kaçak işçi olayının çözülmüş olması, işverenlerin işçi ihtiyacını karşılaması, devletinde bu işçilerden SGK ve vergi ödeme alma süreci de gelir elde etmesi sağlanmış olacaktır. Buradaki en kritik durum ülke içerisinde bu işçileri talep eden işveren dışında başka bir yerde çalışmaması ve çalıştırılamaması aksi durumda sınır dışı edilmesidir. İkincisi ise; Eğitim sisteminin yeteneklere göre en küçük yaştan başlamak suretiyle yeniden dizayn edilmesi ve her çocuğun kendi yeteneğine göre okullara gönderilmesi ve üniversite okuyamayacak durumda olan öğrencilerimizin bir an önce meslek hayatına atılmalarının sağlaması ile olabilir” şeklinde ifade etti.