Türk Sağlık Sen Bolu Şube Başkanı Furkan Özübek’in alınan kararları protesto etmek için araba üzerinde okuduğu basın metninde  Otoparktan çalışanların faydalanmasını engellemiş sadece öğretim üyelerine tahsis etmiştir. Bunu yaparken de kendisini doktor, hemşire, sağlık çalışanları ve kurumda görevli personellerin ilgilendirmediğini sadece akademik personelin kendisini bağladığını bu akademik personelin için de bulunan araştırma görevlileri olan asistan doktorları dahi katmadığını üzerine basarak ifade etmesi düpedüz ayrıştırıcı ve bölücü dil kullandığını somut şekilde ifade etmiştir” dedi.

KADRO ADALETSİZLİĞİNE DEĞİNDİ

Özübek yaptığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “Bir insanı lâyık olmadığı yere koymak zulümdür’ demiş Hz. Ali. Bugün bu sözün tüm gerçekliği yüzlere çarpıldığı bir yerin adıdır Tıp Fakültesi hastanemiz. Vekaleten bile olsa bir göreve layık olmayan birinin göreve gelmesinin ardından neler yaşandığının en net göstergesidir Tıp Fakültemizin geldiği nokta. Devletin koltukları millete hizmet için varken görüyoruz ki keyfi uygulamaların adresi, kurumun kel Ali’nin bağına çevrildiği bir yere dönmesinin aracı olmuştur.

Kurumu kendi babasının malı gibi gören bu anlayışın yaptığı bir diğer işte kendine yakın adamlara kadro dağıtması, çalışanlar arasında haksızlık yapmasıdır.  Otopark konusunda öğretim görevlilerine cömertlik yaptığını düşünen bu zat asistanların eğitimi paralarını vermemekte, kadrolarını hak eden birçok öğretim görevlisine haklarının teslim edilmesine engel olmaktadır.

“HOCALARIMIZIN BOLU’DAN KAÇIP GİTMESİNE SEBEP OLMALARI İLE MEŞHUR OLDU”

Sayın Dekan vekili göreve gelir gelmez liyakatsiz atamalar ve kendinden olan kendisi kimse onu da bilmiyoruz, sözüm ona hocalara kadro açmaları ile gündem olup hak edene hak ettiğini vermeyerek oyalama taktiği ile her gecen gün hatta günü bırakın yıllar oldu hala bazı değerli hocalarımızın kadrolarını dahi vermemekte topu taca atması ile ve çok değerli hocalarımızın Bolu’dan kaçıp gitmesine sebep olmaları ile meşhur oldu zaten.

Son olarak bu zamana kadar sorun olmayan ve herkesin memnun olarak birlik içinde kullandığı otoparka da el atarak ayrıştırmış ve insanları birbirine düşürmüştür. Otoparktan çalışanların faydalanmasını engellemiş sadece öğretim üyelerine tahsis etmiştir. Bunu yaparken de kendisini doktor, hemşire, sağlık çalışanları ve kurumda görevli personellerin ilgilendirmediğini sadece akademik personelin kendisini bağladığını bu akademik personelin için de bulunan araştırma görevlileri olan asistan doktorları dahi katmadığını üzerine basarak ifade etmesi düpedüz ayrıştırıcı ve bölücü dil kullandığını somut şekilde ifade etmiştir.

“UZMAN YETİŞTİREMEYEN BİR TIP FAKÜLTESİ Mİ HAYAL EDİYORSUNUZ”

Kolombiyalı Paola Andrea Müslüman oldu: Meryem adını aldı Kolombiyalı Paola Andrea Müslüman oldu: Meryem adını aldı

Başka bir hususta haklarını savunduğum dediği öğretim görevlilerinin haklarını gasp etmesi ile nasıl bir çelişkiye düştüğünü buradan kendisine su ifadelerle anlatalım; 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunun 11. Maddesine istinaden ek ders ücreti ödenir ibaresine göre bünyesinde bulunan asistanların (araştırma görevlilerinin) eğitimleri için ödenen ek ders ücretlerinin yönetmenliğe uygun şekilde Öğretim Görevlilerine ödenmediğini ve ödenmemesi için de elinden gelen ne varsa yapan dekan vekilimiz suyu bulandırmakta üstüne yok dedirtecek şekilde hocalarla asistan doktorların arsını açmaya çalışarak asistan doktorları yetiştirmek için verilen eğitim ücretini kesmiştir.

Hal böyle olunca karşılığını alamadığı öğretim görevlisi eğitim vermek istememesi kadar doğal bir şey olabilir mi sayın dekan vekilimiz kime ya da kimlere yaranmak için bu şekilde bir karar aldınız merak ediyorum amacınız bu millete kaliteli uzman doktor yetiştirtmemekse açık konusun da biz de bilelim. Böyle giderse hocaların asistan eğitimine yeteri önemi veremeyeceklerini ve bazı hocalarımızın dava dahi açtığını bildiğimizde üniversitemize sizlerin sayesinde TUS sonrası öğretim görmek isteyecek bir asistan bulamayacaksınız yani kısacası uzman yetiştiremeyen bir tıp fakültesi mi hayal ediyorsunuz?

“BOLU HALKINA RESMEN ‘BİZ SİZİ BURADA İSTEMİYORUZ’ DEMİŞTİR”

Sayın dekan vekili daha da ileriye giderek Bolu halkına resmen ‘Biz sizi burada istemiyoruz’ demiştir; kendisi bizatihi ifadelerinde ‘Bu kadar hastanın burada yeri yok. İşi olanda geliyor işi olmayanda’ yani basit hastalıkları olanlar da geliyor gelmesin. Yoğunluk yapmasın hastalar için kullanılan otoparkı çevirin yer bulanmayınca giderler demesi apaçık bir vicdansızlık değil midir soruyorum size? İşi olmayan hastaların bu yoğunlukta derdi yok da hasta değil de tıp fakültesine mi gelecekler hangi hayal dünyasında yaşıyorsunuz sayın dekan vekili.

Hastaların hastaneye gelmesinden dahi şikayetçi olan dekan vekili kendi yandaşlarına mı desem kendinden olanlarına mı desem inanın ne nasıl bir cümle kuracağımı bilemiyorum işine gelince diyeyim bazı bölümlere kapasitesinden fazla öğretim görevlisi daha doğrusu kişiye özel yer tahsis edilmesini yapmaktan da  geri kalmıyorlar bu ne yaman çelişkidir anlamış değiliz bir taraftan hasta gelmesin ama bir taraftan da hoca alalım demek nedir bunu bize bir izah ediniz? Yöneticimiz anlaşılıyor ki, çalışma hayatında ‘Maarif ne güzel olurdu şu okullar olmasaydı’ diyen bakana özenmiştir. Hasta olmasın, sağlık çalışanı olmasın tıp fakültesi hastanesi ne güzel bir yer olurdu diyeceği günler yakındır.

Kısacası yaptığı kasıtlı iş ve işlemler ayyuka çıkmış kurum çalışanlar için bir zulüm yerine dönüşmüştür.  Çalışma saatleri düzensizleşmiş, herkes her şeye karışır olmuş çalışma sistemi neredeyse içinden çıkılmaz bir hal almıştır. Yine işine gelen birkaç akademisyen sürekli geç kalmayı ahlak haline getirmesinden kaynaklı bu yakın isimlerin kendileri saat 9 - 10 gibi dekanlık binasına gelip yine sat 15 gibi iş ahlakına uymayacak şekilde hareket etmelerinden kaynaklı biz geldiğimizde yer bulamıyoruz bize ayrı bir otopark yapın olayı buradan çıktığını dekan vekilimiz kendisine yer bulamıyoruz diye sitem mesajları atan öğretim görevlilerimiz var ben onlar için yaptım demesi bir delildir, zamanında işe gelmeyen yer de bulamaz aracını düzgün park da yapamaz saat 08 de işe gelen uzmanın asistan doktorun hemşirenin personelin kısacı çalışanların ne suçu var demekten uzaktır. Lakin kendisi bu iş ahlakından uzak ve sadece koltuk işgali yapan zihniyete döner sermayeden para verilirken çok cömert davranarak bu isimlere döner yatması için yazıyı sağlık bakanlığında bulunan hastane yönetimine vermekten geri durmuyor ey dekan vekili unutma ki o hor gördüğün uzman doktorlarımızdan asistanlarımıza hemşiresinden temizlik personeline kadar hepsinin emeği ile bu ücretleri alıyorsunuz.  Derdiniz üzüm yemek olsun bağcıyı dövmek değil. Bizler sizden bilimsel çalışmalar ve üniversitemizin daha iyiye gitmesini ve Bolumuza verimli hizmetler bekliyoruz araç otoparkı ile uğraşmanızı değil.

“KOLTUK İŞGAL ETME BIRAK GİT”

Ya gerçekten Tıp Fakültesinin Dekanı ol bütün personeli kucakla ya da yapamıyorsan koltuk işgal etme bırak git… Bu hızla giderse sadece fakülte ve hastane değil bütün üniversiteyi karıştıracağını düşünüyoruz. Buradan bir kez daha kamu yöneticilerine, üniversite yönetimine ve YÖK’e sesleniyoruz. Bu zulmü durdurun. Herkes iyi bilsin ki her görev gelip geçicidir. İnsanlar yaptıkları bu görevlerden sonra ya övülerek ya da başka türlü anılırlar.  Biz hep söylüyoruz baki kalan bu gök kubbede hoş bir seda bırakmakmış.

Yöneticiler bunun gayretinde olsunlar. Boş işlerle uğraşmasınlar. Talebimiz öğretim görevlisinden personeline kadar tüm otoparkların herkes tarafından kullanılmasıdır. Unutulmasın ki sağlık bir ekip işidir. Varolsun Türk Sağlık Sen var olsun sağlık teşkilatımız…”

Alınan kararlara karşı eylem yaptılar-1

Editör: Songül Karaca