Bolu'da ilkokuldan mezun olduktan sonra aile ekonomisine katkı sağlamak için çobanlık yapmaya başlayan ve eğitimine devam eden Muhittin Akkuş; Antalya ve İstanbul'da da garsonluk, komilik, bulaşık yıkama gibi işlerde çalıştı. 1997 yılında abisi Durmuş Akkuş ile ortak olarak, Bolu'da lokanta açan Muhittin Akkuş, hayat koşturmacasında eğitim hayatını devam ettirmeye fırsat bulamadı. 2020'de abisi Durmuş Akkuş'un hayatını kaybetmesiyle Muhittin Akkuş'un hayatı değişti.
Her bir köşesinde abisinin anısı olduğu için lokantayı devretme kararı alan Muhittin Akkuş, Bolu Lokantacılar Aşçılar ve Pastacılar Esnaf Odası'nda başkan vekilliği görevini sürdürdü. Bu süre zarfında kendine zaman ayırmaya fırsat bulan Akkuş, ilk olarak ortaokuldan mezunu oldu. Ardından sınavlara hazırlanarak Bolu İzzet Baysal Mesleki Eğitim Merkezi'nde lise hayatına başladı. 2 yıllık lise eğitim hayatını tamamlayan 3 çocuk babası ve 3 torun sahibi Akkuş, mezun olmanın sevincini yaşadı.
"Hayat okuluna başlamış olduk"
1983'de ilkokuldan mezun olduğunu söyleyen Muhittin Akkuş, "İçimde hep okumak vardı. Ortaöğretim, lise ve üniversite eğitimlerini tamamlamak istiyordum ama benim çocukluk dönemlerimde imkanlar kısıtlıydı. İlkokulu bitirdim ve 3-4 yıl çobanlık yaptık. Çobanlık yaptıktan sonra da gurbete çıkmam gerektiğini anladım. Gurbete çıktık ve ilk olarak bulaşık yıkamaya başladım. O zaman ayaklarımız bile erişmiyordu, altımıza kasa koyup bulaşıkları yıkıyorduk. Yani bir nevi ortaöğretim değil de hayat okuluna başlamış olduk. Hayat okulunda bulaşık yıkadık. Sonra Antalya, İstanbul derken 1997 yılında çok sevdiğim rahmetli Durmuş abimle beraber bir iş yeri açtık. 23 yıl lokanta çalıştırdık ta ki Türkiye'yi de sarsan korana hastalığına kadar. 10 Kasım 2020 benim için çok acı bir gün çünkü abimi kaybettim. Abimi kaybettikten sonra meslekten soğudum. İşten soğudum. Dükkana girdim, her yerde bir anı var. Artık bu hatıralarla yaşayamayacağımı anladım ve dükkanı devrettim" dedi.
"İlkokul mezunuyum demeye utanıyordum"
Eğitim durumunu soranlara "İlkokul mezunuyum" demeye utandığını, bu sebeple eğitim hayatını devam ettirmeye karar verdiğini anlatan Akkuş, "Bolu Lokantacılar ve Pastacılar Odası Başkanı Murat Abak'a, 'Başkanım ben okumak istiyorum' dedim. Küçüklükten beri içimde okuma isteği vardı. Birisi 'Ne mezunusun?' deyince 'İlkokul mezunuyum' demeye utanıyordum. Allah razı olsun başkanım da, 'Sen de bu azim varken bırak liseyi, üniversite de okursun' dedi. Allah razı olsun o destekle ben ortaokula başladım. Ortaokulu bitirdim. Sıra geldi liseye, liseye yazıldık. Lisede de çok başarılı bir dönem geçirdik. Ben bu kadarını beklemiyordum. Mesleki Eğitim Merkezi'ndeki hocalarımıza da çok teşekkür ediyorum. Bu yaşta öğrenmemiz biraz zor oluyor. Usanmadan, bıkmadan anlattılar. Birinci de anlamadık, ikinci de anlamadık, üçüncüyü anlattılar, dördüncüyü anlattılar böyle böyle beynimize yer etti. Murat Abak'a, benim arkamdaki gizli kahramanım sevgili eşim Hacer Akkuş'a çok teşekkür ediyorum" diye konuştu.
"Ben 54 yaşındayım üniversiteye hazırlanıyorum"
Hedefinin Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nın (YKS) olduğunu kaydeden Akkuş, "Şimdi hedefimde üniversite var. Ben gençlere şunu söylemek istiyorum; 54 yaşındayım ve üniversiteye hazırlanıyorum. Bizim zamanımızda olmayan imkanlar şimdi var. Gençler uzun süre dışarıda, sokakta, kafelerde oturacağına günde en az 1 saat derse çalışsınlar. En iyi yerlere gelirler. Gençler okusun, ben bu yaşta okuyorsam gençlerin de okumasını istiyorum" şeklinde konuştu.
"O his çok farklıydı"
Akkuş, torunlarının mezuniyete geldiğini ifade ederek, "O his çok farklıydı. Genelde dedeler torunlarına belgesini verir, mezuniyet törenine giderler ama benim mezuniyetime torunlarım geldi. Torunlarım bana çiçek takdim etti, mezuniyet belgemi verdiler. O farklı bir duygu. Allah isteyen herkese nasip etsin" ifadelerini kullandı.